Berlin Duvarı'nda Chris Gueffroy'un cansız bedeni.
Sınır ;
- İki komşu devletin topraklarını
birbirinden ayıran çizgi, hudut. Veya
Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran
çizgi veya bir şeyin
yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç .
- Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en
üst sınır, limit:
"Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı
olmayacaktı."- Halikarnas Balıkçısı.
- Değişken bir
büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit.
12 Ağustos 1961' de Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya´ya kaçmalarını önlemek için Berlin Duvarı' nın yapımına başlanmıştır. Batı'da yıllarca "Utanç duvarı" (Schandmauer) olarak
da anılan ve Batı Berlin'i abluka
altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989'da Doğu Almanya'nın, isteyen vatandaşlarin Batı'ya gidebileceğini
açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.
Ancak Berlin duvarını aşmak isterken can verenlerin sayısı
hala kesin olarak bilinmemekle birlikte, en az 86 en fazla ise 238 kişi olduğu
tahmin edilmektedir.
Bu sınırlar bazen ülkeler arasına bazen kişiler arasına
çiziliyor. Etki aynı. Aynı dili konuşuyorsunuz ancak anlaşılamıyorsunuz. Son
günlerim beklemek ile geçiyor. Son olarak 4 sayfalık bir mektup yazdım , içinde
tüm güzellikleri ile hislerimi koydum , isteklerimi koydum , fikirlerimi ,
düşüncelerimi koydum. İçine bir teklif koydum , hayat boyu bir deneyim yaşama
teklifi , bir hayatı paylaşma teklifi koydum. Mektubu bir zarfa koydum , altına
adımı imzamı bastım. Zarfa bir kutu koydum , içinde bir yuvarlak üzerine
dizilmiş 3 bembeyaz taş koydum. Bembeyaz , dupduru , “O”nun gibi , ya da
mektubum gibi… İletişim olarak
genellikle mektubu seçtik biz. Yazmak herşeyi daha iyi ifade ediyordu. Daha
sakin daha uzun zamanda anlatabiliyorduk içimizdekini. Yüzyüze geldiğimizde ,
göz göze geldiğimizde tartışmaktansa sevmeyi, sevişmeyi , aşık olmayı yeğliyorduk
çünkü. Sınır çizilmişti oysa , sınırı
sadece son mektubum , teklifim , ismini duru koyduğum yüzüğüm geçebildi.
Sınırın öteki tarafında kaldı. Orada dil değişik , bakışlar değişik , anlayış
değişik … Dosyalandı kaldırıldı. Şimdi ülkeler arasına bir gecede örülen
dikenli tellerin ayırdığı aileleri, sevgilileri daha iyi anlıyorum. Sınırın bu
tarafında kaldım , öteki tarafta içimin yarısı
…İletişim sıfır.
Sınır ne büyük bir olgu. Herşeyi bitiren veya başlatan
iletişim ne büyük bir olgu. Anlaşılmayı , inanılmayı , tekerrür eden
kelimelerin yazıldığı söylendiği zamana göre, yere göre değerlendirilmesini
diliyorum.
Berlin Duvarı sınır nöbetçilerinin mermileriyle
yaşamını yitiren son kişi , duvarın yıkılmasından 9 ay kadar önce 6 Şubat
1989'te kaçmaya çalışan Chris Gueffroy oldu. 9 ay , sadece dokuz ay. Chris’in
talihsizliğini hissediyorum içimde , duvarın binlerce tuğlasından biriyim…
Dipnot : Duvarın doğu
yakasında tel örgüler , askerler vardı ve kaçmaya çalışanların daha rahat
görünmesi için bembeyaz boyalı idi. Batı tarafında ise sadece rengarenk
grafitiler…Ne kadar ironik...
İnsan elindekinin değerini kaybedince anlıyor sanırım.. Duygularını daha iyi tartıp biçseydin belkide sınırın o tarafında kalmazdın.. Biraz zaman, biraz çabayla belki o sınırı geçersin ?? :)
YanıtlaSilO da aynısını söyledi... Elindekinin değerini kaybedince... Bu zaman zarfında hep yaptığım buydu oysa... Zaman geçti , çaba bitti , şimdi kabullenme ve herşeyi kendi içinde güzelliğiyle yaşama vakti...
YanıtlaSil