12 Mart 2013 Salı

Sınır - Ayrılık Güncesi -6

Berlin Duvarı'nda Chris Gueffroy'un cansız bedeni.


Sınır ;
  • İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Veya  Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi veya  bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç .
  • Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst sınır, limit:
"Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı."- Halikarnas Balıkçısı.
  • Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. 
12 Ağustos 1961' de Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya´ya kaçmalarını önlemek için Berlin Duvarı' nın yapımına başlanmıştır. Batı'da yıllarca "Utanç duvarı" (Schandmauer) olarak da anılan ve Batı Berlin'i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989'da Doğu Almanya'nın, isteyen vatandaşlarin Batı'ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.
Ancak Berlin duvarını aşmak isterken can verenlerin sayısı hala kesin olarak bilinmemekle birlikte, en az 86 en fazla ise 238 kişi olduğu tahmin edilmektedir.


Bu sınırlar bazen ülkeler arasına bazen kişiler arasına çiziliyor. Etki aynı. Aynı dili konuşuyorsunuz ancak anlaşılamıyorsunuz. Son günlerim beklemek ile geçiyor. Son olarak 4 sayfalık bir mektup yazdım , içinde tüm güzellikleri ile hislerimi koydum , isteklerimi koydum , fikirlerimi , düşüncelerimi koydum. İçine bir teklif koydum , hayat boyu bir deneyim yaşama teklifi , bir hayatı paylaşma teklifi koydum. Mektubu bir zarfa koydum , altına adımı imzamı bastım. Zarfa bir kutu koydum , içinde bir yuvarlak üzerine dizilmiş 3 bembeyaz taş koydum. Bembeyaz , dupduru , “O”nun gibi , ya da mektubum gibi…  İletişim olarak genellikle mektubu seçtik biz. Yazmak herşeyi daha iyi ifade ediyordu. Daha sakin daha uzun zamanda anlatabiliyorduk içimizdekini. Yüzyüze geldiğimizde , göz göze geldiğimizde tartışmaktansa sevmeyi, sevişmeyi , aşık olmayı yeğliyorduk çünkü.  Sınır çizilmişti oysa , sınırı sadece son mektubum , teklifim , ismini duru koyduğum yüzüğüm geçebildi. Sınırın öteki tarafında kaldı. Orada dil değişik , bakışlar değişik , anlayış değişik … Dosyalandı kaldırıldı. Şimdi ülkeler arasına bir gecede örülen dikenli tellerin ayırdığı aileleri, sevgilileri daha iyi anlıyorum. Sınırın bu tarafında kaldım , öteki tarafta içimin yarısı  …İletişim sıfır.

Sınır ne büyük bir olgu. Herşeyi bitiren veya başlatan iletişim ne büyük bir olgu. Anlaşılmayı , inanılmayı , tekerrür eden kelimelerin yazıldığı söylendiği zamana göre, yere göre değerlendirilmesini diliyorum.
Berlin Duvarı sınır nöbetçilerinin mermileriyle yaşamını yitiren son kişi , duvarın yıkılmasından 9 ay kadar önce 6 Şubat 1989'te kaçmaya çalışan Chris Gueffroy oldu. 9 ay , sadece dokuz ay. Chris’in talihsizliğini hissediyorum içimde , duvarın binlerce tuğlasından biriyim…

Dipnot : Duvarın doğu yakasında tel örgüler , askerler vardı ve kaçmaya çalışanların daha rahat görünmesi için bembeyaz boyalı idi. Batı tarafında ise sadece rengarenk grafitiler…Ne kadar ironik...


11 Mart 2013 Pazartesi

beyin - ayrılık güncesi - 4



İnsan beyni, kraniyal sinirler ve omurilik sayesinde merkezî sinir sistemini kontrol eder, çevresel sinir sistemini yönetir ve hemen hemen insanın tüm işlevlerini düzenler. Kalp atışı, soluk alma ve sindirim gibi istemsiz eylemler, otonom sinir sistemi yoluyla farkına varmadan beyin tarafından yönetilir. 


Düşünce, mantık ve soyutlama gibi daha karmaşık zihinsel eylemler ise bilinçli olarak beyin tarafından yönetilir. Vikipedi.

Ancak her beyin , aynı fonksiyonları , aynı başarı ile gerçekleştiremez. Alt yapıda bulunan “karakter” bu beyin karar ve fonksiyonlarını etkilemektedir. Ya da beynin kapasitesi , bu güne kadar kullanılış biçimi , bu defa kullanılmaktaki amacı , çıkacak olan düşünce , mantık gibi konu ve kararları etkilemektedir. Oysa gerçek birdir. Göreceli gerçeklik yoktur , ancak gerçeğin saptırılması kadar da acı verici bir şey yoktur bu dünyada.

Batan gemiyi önce fareler terkeder demişti çok sevdiğim biri için çok sevdiğim bir diğeri. Biri kendini batan bir gemi olarak görmeye başlamıştı ki , sevdiğini ise fareye benzetecek kadar değişik çalıştı o beyni. Düşünce , Mantık , Soyutlama… Beynin fonksiyonları… Sevgiden soyutladı , mantıktan arındırdı , düşündü taşındı … Durumu batan gemiye , sevdiğini fareye benzetti… Oysa yıllar geçmişti beraber , hastalığı , varlığı , yokluğu , sinir harpleri , özlemler, vuslatlar... Kendi yazdığı günlük kadar iyi tanıdığın bir insanı , nasıl olur da bir beyin zor zamanda kaçan iğrenç bir fareye benzetebilirdi? Bu ne denli bir kuvvet , nasıl oluyor da bu erdem bir beyne verilebiliyor? Tanri bir yerde hata mı yapıyor ? Yoksa biz bu beyni kullanmayı mı bilmiyoruz? Evet fındığı verir tanrı ama kabuğunu kırmaz , herşeyi ondan beklemek de olmaz biliyorum.

Herkese , Beynini ; kendi menfaatleri için değil gerçeği bulup onu takip etmeyi becerebilmesi için , mantığı düşünceye değil , düşünceyi mantığa uydurabilmesi için , dile giden düşüncesini , soyut bir süzgeçten geçirebilmesi için , daha çok sevebilmesi ve sevgi dolu fiiliyatlar gerçekleştirebilmesi , nefretten ve nefretli- taraflı fiiliyatlardan uzak kalabilmesi için kullanabilmesini diliyorum …

Milyarlarca beyin lobundan biri ile dile döktüm...