3 Ekim 2012 Çarşamba

kelimeler - ayrılık güncesi 3


Türkçe veya Türkiye Türkçesi, ortak Altay dil ailesine bağlı Türk dillerinin Oğuz öbeğine üye bir dildir. Dünyada en fazla konuşulan 15. dildir.
 Türkçe birçok diyalekte sahip bir dildir.
"İstanbul şivesi" Türkçenin yazı dilidir. Bu yüzden Türk dillerinde ve Anadolu şivelerinde bulunan "açık e", "hırıltılı h" ve "öndamaksıl n" fonemleri bulunmaz. Türk abecesinde, sekiz ünlü, 21 ünsüz harf bulunmaktadır,Türkçe çok geniş kullanımıyla birlikte zengin bir dil olmasının yanı sıra, özne-nesne-yüklem biçimindeki tümce kuruluşlarıyla bilinmektedir. Ayrıca, Türkçe sondan eklemeli bir dildir.Bu nedenle kullanılan herhangi bir eylem üzerinden istenildiği kadar sözcük türetilebilir. 100.000 'in üzerinde kelimeye sahip olduğu varsayılmaktadır.
Ancak her kelime aynı ağırlığa sahip değildir. Bir kelime dilde yuvarlanarak söylense bile nefese ve havaya karıştığında çok da sivri ve keskin olabilmektedir. ne kadar düşünerek kelimeyi nefese veya yazıya döküyoruz hiç düşündünüz mü?


Bu defter kapandı...
Bu hikaye bitti.........
Ben artık yokum.

100.000 cümleden bir kaç tanesi seçilip yazılır. Dilin ne denli keskin olduğu , ne denli kan akıttığı , defalarca söylenmiştir , ama yine de hilafsızca , zart diye yazılabiliyor. İnsan bu kadar kolay silah çekebilir mi mesela, ateş edebilir misiniz bir insanı öldürmek maksadıyla , yada bir bıçağı çekip , bir insana saplarken çıkan sesten , etin kesilme sesinden , kanın sıcaklığının elinize değmesinden korkmaz mısınız? Bu kelimeleri kullanırken de acaba bir ehliyet bir ruhsat gerekmez mi? Geçebilecek ömrünüzün 3 yılını birlikte geçirdiğiniz , bir çok şeyi paylaştığınız , aşk ve sevgi-li sıfatlarına yakıştırdığınız insana gün gelir böyle sözler yazarken , kağıt üzerinde olması mıdır bu denli insanı cesaretli ve umarsız kılan. O sıfat nasıl bir gün gelir "defter" ismiyle tamlanır , nasıl herşey bir anda "bir hikaye" olur... Ne zaman sonu yazılmıştı da sizin haberiniz olmadı. Bu sözler yazıya dökülürken , hiç sorumluluk olmaz mı , karşı taraf düşünülmez mi? Ben ? Ben düşünürüm , özellikle bir yazı ise defalarca düşünerek yazarım. Laf ağızdan bir kere çıkar derler , bu nedenledir ki , ben tartışmalarda genellikle susarım. 

Bu geceki tek dileğim , bu yukarıdaki gibi , keskin cümleleri kullanırken , erkek yada kadın olun , erkek yada kadına söyleyin , sevgilinize veya sevdiğiniz birine , ya bırakın onu , düşmanınıza bile söylerken , bir kere daha düşünün. Ve söylemeyin.

Kaburga kemiklerimin arasından saplanmış 3 cümle ile resmettim kendimi... Nasıl atıyor hala , enteresan. sanırım her sabah atmasını söyleyeceğim , kan pompalamasını , sonra , bir süre sonra söylememe gerek kalmayacak...

Bunlar kaburga kemiklerimin arasındayken ve bu kadar tazeyken farklı bir yazı olamazdı sanırım. 

Lal olmuş dilim , binlerce "sus" tan biriyim....

1 yorum:

  1. Yine kelimeler arasinda kaybolup gittim :) Cok guzel bir yazi olmus.. Dilin kemigi olmasa da onu kontrol edecek bir beyne sahibiz.. :) susmak bazen en iyi secimdir..

    YanıtlaSil